Yeterli destek ve özen gösterilmediğinde, vücudun tembelleşip metabolizmasının yavaşlayarak kilo vermenin zorlaştığını belirten Prof. Dr. Akın, büyüme hormonu azalmasıyla gençlik iksirinin kaybedildiğini, cinsiyet hormonlarının azalmasıyla da cinsel isteğin azaldığını ifade etti. Genellikle 45-50 yaş aralığından sonra başlayan bu hormonal değişimlerin, kemik yoğunluğunda azalma, kas kaybı ve bağışıklık zayıflaması gibi birçok biyolojik değişikliğe yol açtığını vurguladı.
Hormonlar ve Yaşlanma Süreci
Yağ birikimi konusunda hormonların önemli bir rol oynadığını belirten Prof. Dr. Akın, özellikle kan şekeri seviyesini dengeleyen insülin, beyne tokluk sinyali gönderen leptin ve strese verilen tepkiyi düzenleyen kortizolün aşırı yükselmesinin yağ birikimini tetikleyebileceğini söyledi. Yaş ilerledikçe hormonal sistemde değişimlerin yaşanmasının doğal olduğunu ve birçok yaşa bağlı sağlık sorununun temelinde bu durumun yattığını ifade eden Akın, yaş almaktan en çok etkilenen hormonları şöyle sıraladı:
- Östrojen ve Progesteron:
- Menopoz döneminde bu hormonların seviyeleri önemli ölçüde azalır.
- Sıcak basması, uyku bozuklukları, kemik yoğunluğunda azalma ve kardiyovasküler hastalık riskinin artması gibi sorunlara yol açabilir.
- Testosteron:
- Erkeklerde yaşla birlikte azalan testosteron üretimi, kas kütlesi kaybı, enerji düşüklüğü, cinsel isteksizlik ve ruh halinde dalgalanmalara neden olabilir.
- Kortizol:
- Kronik stres ve yaşlanma, kortizol seviyesinin sürekli yüksek kalmasına yol açar.
- Uzun vadede bağışıklık sistemini baskılayarak iltihaplanmayı artırabilir ve kilo alımına zemin hazırlayabilir.
- İnsülin:
- Yaşla birlikte azalan insülin duyarlılığı, metabolik sendrom, tip 2 diyabet ve obezite gibi kronik hastalıklara yatkınlığı artırır.
- Tiroid:
- Yaşlanma sürecinde tiroid fonksiyonları yavaşlar.
- Bu durum metabolizmanın yavaşlamasına, enerji düşüklüğüne ve kilo artışına yol açabilir.