Kurulduğu günden bu yana Türkiye'de fikri ve sınai mülkiyet hakları alanında sektörün lider markaları arasında gösterilen Üstün Patent Yönetim Kurulu Başkanı Özlem Arslan Kart sektöre ve gündeme dair bir söyleşi gerçekleştirdik.
Özlem Hanım, öncelikle sizleri yakından tanıyabilir miyiz?
Girişimci bir kadınım. Girişimcilik ekosisteminde de aktif olarak görev yapıyorum. Bu ekosistemin daha çok gelişmesi ve doğru işlemesi ile ilgili sosyal sorumlu hissediyorum kendimi. Üstün Patent’in kurucusuyum. Üstün Patent, Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları konusunda hizmet veren danışmanlık şirketidir. Tüm bu ticari faaliyetlerin dışında bu girişimcilik ekosistemini desteklemek için çeşitli gönüllü kuruluşlarda aktif görev yapıyorum. JCI İstanbul’da Toplumsal Projelerden Sorumlu Başkan Yardımcılığı, GYİAD’da Ekonomik Araştırmalar Komitesinde görev alıyorum. Bunların yanı sıra AIPA Yapay Zeka Politikaları Derneği ve Arya Women Investment Platform’unda da aktif üyeliğim var. Bu aralar sıklıkla Yapay Zekaların Patentlenebilirliği konusunda yazılar yazıyor ve Geleceğin Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları konusunda çalışmalar sürdürüyorum.
Hizmetleriniz ve ürün guruplarınızdan bahseder misiniz?
Üstün Patent, Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları konusundaki yasal süreçler üzerine danışmanlık veren bir şirket. Biz neler yapıyoruz dersek, fikri haklar yani telifler; sınai mülkiyet hakları yani marka, patent, endüstriyel tasarım ve coğrafi işaret konularında tescil danışmanlığı yapıyoruz. Danışanlarımızın hem yerel pazardaki hem de global pazardaki tüm tescil süreçlerinin yasalara en uygun şekilde devam etmesini sağlıyoruz.
“Tescil risk danışmanlığı ile sektöre yenilik kazandırdık”
Ben şirketlere tescil risk danışmanlığı yapıyorum. Tescil risk danışmanlığı ülkemizde var olan bir meslek değil. Aslında isim annesi de benim diyebilirim. Yıllardır bu sektörde hem çalışan hem de iş veren olarak yer alıyorum. Bu sektörde çalışanların ömrü bu süreçleri anlatmaktan, kişileri bilinçlendirmekten geçiyor. Ancak hep bu işin önemini anlattığımızı fark ettim. Aslında daha değerli olan riskleri anlatmak ve danışanların öngörülerini ve hayal edebilirliğini sağlamaktı. Biraz diğer taraftan bakarak risk danışmanlığı demenin daha doğru bir tabir olduğunu düşündüm. İhtiyaç da gerçekten bu yöndeymiş. Şirketlere şu an sadece tescil danışmanlığı yapmıyoruz, kurumsal risk ekiplerinde de yer alarak mevcut ve potansiyel pazarda karşılaşabilecekleri riskler için de öngörülerde bulunuyor, raporlar sunuyoruz.
“Prensiplerimizi bizi sektörde lider konuma taşıdı”
Tüm bunların yanında girişimcilik ekosistemine katkıda bulunmak adına “Kimleri Görüyorum” diye bir podcast serisine başlıyoruz. Benim kısa vadedeki hedefim bu podcastin çok kişiye ulaşarak girişimcilik ekosistemine girmek isteyenlere cesaret aşılamak.
Son olarak ülkemizi derin üzüntüye boğan depremle ilgili bir şeyler söylemek ister misiniz?
Öncelikle kaybımız çok, travmalarımız bugünden yarına atlatılabilir sığlıkta değil. Hayatını kaybetmiş herkese Allah’tan rahmet, yakınlarını kaybedenlere de baş sağlığı diliyorum. Ancak depremden ölmek bir kader değildir. Bilimin uzağında filizlenen bu düşünceden çıkmamız gerekiyor. Deprem bir afet yıkım bir sonuçtur. 21. Yy’da yaşıyoruz. Bugüne kadar insanlık tüm felaketlerden kurtulmak için binlerce çözüm buldular. Bu çözümlerin birçoğu da patent datalarında yer alıyor. Birçoğu da şu an kamuoyunun kullanıma açık durumda. Dolayısıyla depremden kurtulmanın reçetesi aslında yazılı. Artık bu konuda bilime güvenmeli ve önlemlerimizi almalıyız. Kenetlenmeli ve hayatımızı yeniden kurgulamalıyız.
Dünya emekçi kadınlar günü kutlu olsun.
Hayattaki tüm yollar kadınlar için üretime çıkıyor. Varlığımızın misyonu gereği çalışma hayatında da yetkinliklerimizle aktif olarak yer almalı ve kendi çarklarımızı kendimiz döndürmeliyiz. Tüm engellere rağmen çalışmak bizim özgürlüğümüz ve söyleyeceklerimizdir.